27 Şubat 2011 Pazar

The King's Speech

Bazı filmler vardır, basit gibi görülen yapısının altında derin bir hikaye ve dram barındırır. İşte, Zoraki Kral böyle bir film. Bu kadar önemli bir filmin ismini de bu kadar lakayt bir şekilde çeviren arkadaşları rahmetle anmakla beraber, son zamanlarda izlediğim en güzel film olduğunu söyleyebilirim.

Filmi güzel yapan 2 ana etken var. Birincisi, çok basit bir konuyu, çok akıcı ve dinamik bir şekilde anlatması. Hiçbir aksiyon sahnesi olmayan, genellikle diyaloglar üzerine kurulmuş 2 saatlik bu filmi izlerken hiç sıkılmıyorsunuz. İkincisi ise muhteşem oyunculuklar. Zaten Geoffrey Rush 'tan böyle bir performans bekliyordum, ama Colin Firth onu bile gölgede bırakmış. İddia ediyorum, Heath Ledger 'in Joker performansından bu yana izlediğim en iyi oyunculuk. Bu kadar güzel oyunculuk, güzel senaryoyla birleşince, dolu dolu karakterler izliyoruz, muhteşem Londra görüntüleriyle. Firth, o kadar iyi oynamış ki, kekeme kralın takılma sahnelerinde izleyici nefesini tutarak onu izliyor. Film bu kadar başarılı. Ayrıca Helena-Bonham Carter ve Guy Pearce gibi iki büyük oyuncununda oldukça başarılı olduğunu ekleyelim..

En iyi erkek oyuncu Oscarını alacağına dair kesin düşüncelerim var, yardımcı erkek ödülünü alması da sürpriz olmaz. En iyi filmde ise oldukça iddialı bir film olmuş The King's Speech. Ancak filmi ne olursa olsun orjinal dilinde izleyin. Benden söylemesi..

Hiç yorum yok: