27 Eylül 2009 Pazar

Star Wars #2


I find your lack of faith disturbing..


Darth Vader

Star Wars #1


At last we will reveal ourselves to the Jedi.. At last we will have revenge..


Darth Maul

10 Eylül 2009 Perşembe

Safari


Artık, Afrika'ya safari yapmaya gider Fatih Terim ve futbolcular..

8 Eylül 2009 Salı

23/26


Türkiye-Litvanya maçındaki serbest atış yüzdemiz. Müthiş oynadık, 12 dev adamdı gerçekten.

Bu serbest atış yüzdemiz son yıllarda izlediğim hiçbir üst düzey maçımızda yakalamadığımız bir yüzdeydi. Maçın kilit noktasıydı. Maçı asla koparamadık belki ama hiçbir zaman da disiplinden kopmadık. Ender son yıllardaki en iyi guard performansını sergiledi. Ersan ilk yarıdaki sorumluluk alan yapısıyla skor yükünü çekti. Ancak ikinci yarıda faul problemine girmesiyle ürkekleşti, onun hücum gücünü de baltaladı. Bu arada imdada 'bench' yetişti. Ender, Oğuz hatta Sinan Güler'in katkıları çok iyiydi. Takımda 11 oyuncunun sayı atması galibiyet kadar sevindirici. Hidayet tam bir lider gibi oynadı. En kritik topları kullandı, bencilliği yapması kadar yaptı. Hayati sayılar attı. Hakemler de yani Litvanya'lı gibiydi. Ne kadar objektif davranmaya çalışsam da taraflıydı hakemler.
Bu sadece bir başlangıç, bir galibiyetle hiçbir şey bitmez. Ancak grubun en güçlü takımını yenerek üst turun yolunu açtığımız bir gerçek. Gelecek maç Bulgaristan'ı da yenersek lider çıkma olasılığımız çok yüksek.
NtvSpor'da yayınlanan İspanya-Sırbistan maçında da şımarık İspanyollar'ın yenilmesine en az bizim galbiyetimiz kadar sevindiğimi de belirteyim unutmadan.
Ayrıca, Murat Murathanoğlu, sen ne kadar güzel adamsın..

7 Eylül 2009 Pazartesi

Bosna Hersek vs. Türkiye


4 gün arayla oynanan maçlarda gösterdiğimiz performanslar pek iç açıcı değildir yıllardır. Bir istatistik yok elimde ama bilinçaltıma öyle yerleşmiş ki biraz ayrıntıya girersek çok fazla örnek çıkartabiliriz. Bosna maçı çok zor maç, en başta bunu söylemek gerekli. Bosna futbolu bizim 90'ların sonundaki yapımızı anlatıyor bir anlamda. Heyecanlı, yetenekli ancak biraz tecrübesiz. Zaten bundan sonra Dünya Kupası'na gidemezlerse bu tecrübesizlikleri yüzünden gidemeyecekler. Biz ise yıllardır aynıyız. En zor maçlardan çıkıp, en kolay maçlarda kaybedip, şansızımı zora sokuyoruz.
Tuncay ve Arda'nın müthiş formu benim için en olumlu şey milli takım adına. Ancak şunu da söyleyebilirim ki rakibinde Dzeko, Misimoviç, İbiseviç gibi Almanya'da geçen sene çok parlayan yıldızları var.
Yenilirsek matematiksel olarak bitiyor zaten şansımız. Normal şartlarda da yenileceğimizi zannetmiyorum ama. Beraberlikte de işimiz biter bence. Son iki maçta, İspanya'ya yenilse bile Estonya'yı yener Bosna. Yenersek ise psikolojik avantaj bize geçer. Tecrübe eksiklikleri bulunan rakip panikler. Bu da bizim Afrika biletimiz olabilir. Ancak dikkatli olmazsak ondan sonraki maçlarda Afrika'ya sadece safari için gideriz.

Türkiye : 4 - Estonya : 2


Maçın tamamını dikkatle izleyememe rağmen, geniş bir özetini izlediğimi varsayıyorum. Hücum varyasyonları açısından verimli ve etkili gibi gözüksekte, 2 gün sonra oynayacağımız Bosna'nın bu takıma 7 gol attığını hatırlatayım. Ayrıca yediğimiz 2 golün yanı sıra rakibin ceza alanımızın önüne kadar elini kolunu sallayarak gelmesi de düşündürücü. Onların yakalayamadığı pozisyonları daha marifetli oyuncuları olan Bosna yakalar ve golleri atar.

Zemin konusunda Fatih Terim'in yakarışları ise manidar. Daha geçen sene açılan ve milyon dolarlar verilen bir stadın zemininin bu kadar bozuk olması mı yoksa milli maçın orada oynanması mı daha büyük bir skandal?

4 Eylül 2009 Cuma

Türkiye vs. Estonya


Kritik Bosna Hersek deplasmanı öncesi çerez niteliğinde olan bir maç aslında. Kimse bana, yok disiplinli oynuyorlarmış, fizik güçleri yüksekmiş falan demesin, inanmam. Ama söz konusu milli takım olunca inanamıyorsunuz hiçbirşeye. Yarın Estonya'yla berabere kalıp, Çarşamba Bosna'yı yenersek hiç şaşırmam. Ama eğer Dünya Kupası'nda oynayacaksak mutlaka kazanmamız, hemde rahat kazanmamız lazım. Yılların klişesiyle; kazanamazsak gitmeyelim zaten Dünya Kupası'na.

Güzel İnsan


Haftalar sonra tekrar yazmaya başlamanın verdiği haz anlatılmaz. Son zamanlarda yazmak içimden gelmiyordu. Sanırım o motivasyonu artık kendimde bulabildim. Efendim; uzun zamandır blog sayfasını tıklayan kişiler Hüseyin Üzmez'in fotoğrafıyla karşılaşıyorlardı. Bunun ne kadar yıkıcı bir etki gösterebileceğini yeni farketmekle beraber 'bu'da motivasyonumu arttıran önemli bir etken. Güzel olmayan birinin fotoğrafını aşağılara doğru gönderirken, güzel bir insanla devam edelim.

Volkan Konak 'ı yeni keşfetmedim elbette. Yıllardan beri çizgisinden şaşmayan bir adam olarak gördüğüm sanatçı son albümüyle özellikle, uzun şehirlerarası yolların çok çabuk geçmesini sağlıyor. Mimoza albümü çok güzel, bütün şarkıları hem de. Bana, Karadeniz müziğini sevdiren diğer insan Kazım Koyuncu, cennette bu albümü dinliyordur bence..